Newyork’a çok kez gittim. Hatta uzun uzun kaldığım zamanlar da oldu. Her seferinde keşfettiğim ve sevdiğim mekanları sizlerle gerek sosyal medya hesaplarımda gerekse de bloğumda paylaştım.
Ama bu seferki farklı bir gezi oldu.
Çünkü bu kez öncelik sizleri Newyork mekanlarıyla değil Amerika’yı Türk mutfağıyla tanıştırmaktı.
Gastronomi Turizmi Derneği @gastronomiturizmidernegi önderliğinde 14 Ocak 2022 akşamı NewYork Türk Evi’nde gerçekleşen Gastro Show’un detaylarına gelince:
Öncelikle Türk Mutfağı ve Gastronomi Turizmi’nin Öneminden biraz bahsederek başlayalım derim.
Anadolu mutfağı olarak bilinen Türk mutfağının kökleri 2 bin yıllık bir geçmişe ve birikime sahiptir. Osmanlı kültürünün mirasçısı olan Türk mutfağı, Balkan ve Orta Doğu mutfaklarını hem etkilemiş hem de bu mutfaklardan etkilenmiştir.
Ayrıca Türk mutfağı yörelere göre de farklılıklar göstermektedir. Karadeniz mutfağı, Güneydoğu mutfağı, Orta Anadolu mutfağı gibi yöreler kendilerine ait zengin bir yemek hazinesine sahiptir.
Yöreden yöreye farklılaşan çeşitli lezzetleri barındıran yeme-içme kültürü, kutlama ve törenlerde ayrı bir anlam hatta kutsallık taşır. Türk Mutfağı çeşit zenginliği ile damak tadına uygunluk yönünden olduğu kadar sağlıklı / dengeli beslenmeye ve vejetaryen mutfağına kaynaklık edebilecek yemek ve yiyeceği barındırmaktadır.
Gastronomi turizmi normal turistten 7 kat fazla gelir bırakan bir turizm çeşidi olup, yıllık geliri 5.1 milyar USD$’dır. Amerika’da ise bu gelir 444 milyar USD$’dır.
Ülkemize gelen her 10 turistten 8’i gastronomi turizmi için gelmeye başlamıştır.
@gastronomiturizmidernegi de bu bağlamda ülkemizin en güçlü olduğu alanda tanıtım konusunda hedef kitleye yerinde tanıtım için geliştirdiği projeyi Amerika’dan başlayarak tüm dünyaya yaymayı hedefliyor.
Projenin ismi GastroShow:“Türk mutfağının deneyimletilerek tanıtılması amacıyla hayata geçmiş bir proje”
14 Ocak akşamı New York Türk Evi’nde yapılan etkinlikte Türkiye ve yabancı basından davetliler bulunuyordur.
TC. Ticaret Bakanlığı desteği ve THY sponsorluğu katkılarıyla gerçekleşti.
Ben de bu projenin tam destekçisiyim elbette. Tüm kalbimle ve gücümle❤️
Türkiye’de doğal ve sağlıklı yaşamla ilgili bilincin geliştirilmesi konusunda ilk akla gelen isim olan Dr. Ender Saraç da etkinlikte konuşmacı olarak yer aldı.
İnşallah daha sonraki GastroShow’lar da Los Angeles ve Miami’de gerçekleşecek.
Elbetteki harika bir girişimdi bu sebeple özellikle katkılarından dolayı Gastronomi Turizmi Derneği Başkanı değerli arkadaşım Gürkan Boztepe’yi yürekten kutlarım. Sadece sağlıklı Türk mutfağını tanıtmaya çalıştığımız menüde Peru’lulara ait bir teknik olan Hamsi ceviche uyarlaması yerine Karadeniz Hamsi’si görmeyi tercih ederim. Sağlıklı mutfak iyi hoş ama ben yine de bize ait adeta milli kültürel değerlerimiz haline gelmiş olan kebap, lahmacun, döner, içli köfte vs tarzı lezzetlerimizi de menüde görmeyi umuyorum. Çünkü biz sahiplenmedikçe başka ülkeler sahip çıkmaya kalkışıyor bu lezzetlerimize…
NEW YORK’a gelince….
Tabiki sizleri Newyork önerilerimden mahrum bırakmayacağım. Buralara kadar gelmişken hızlıca gezilmesi gereken yerleri gezdim. Notlarımı aldım. Mekan ve gezilmesi gereken yerler listeleri hazırladım. İşinizi çok kolaylaştıracak türde listeler bunlar.
Bir kere çok soğuktu ama bu yine de gezmeme mani olmadı çünkü Newyork’da yapacaklar bitmez.
Amerika insana dünyanın ne kadar büyük, insanların ne kadar fazla ve küçük olduğunu gerçekten hissettiren bir ülke. Pek çok eyaletini gezmiş bazılarına tekrar tekrar gitmiş biri olarak burayı nedense ayrı severim. Sanat, eğlence ve modanın kalbi New York aynı zamanda dünyanın diplomasi merkezi olan bir kent. Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’ne de ev sahipliği yapmakla beraber dünyanın kültür başkenti olarak tanımlanıyor. Dünyanın bir numaralı finans merkezi olan Wall Street de burada yer alıyor.
Newyork; Manhattan, Staten Adası ve Western Long Adası üzerinde yer alıyor. Yalnızca Bronx bölümü ana karada bulunuyor. ABD’nin en kalabalık şehri olan NYC, bir parçası olduğu New York Eyaleti ile karıştırıldığı için İngilizcede “New York City” olarak anılıyor.
Sanat, eğlence ve modanın kalbi “New York” aynı zamanda dünyanın diplomasi merkezi olan bir kent. Birleşmiş Milletler Genel Merkezi’ne de ev sahipliği yapmakla beraber dünyanın kültür başkenti olarak tanımlanıyor. Dünyanın bir numaralı finans merkezi olan Wall Street de burada yer alıyor.
Burada her mevsim belirgin olarak kendini gösteriyor. Yazlar sıcak, kışlar delicesine soğuk, ilkbahar ılık ve sonbahar serin, yani kışın zemheri soğuğu haricinde İstanbul ile benzer bir havası var.
Manhattan’ın en canlı ve eğlence dolu yeri olan “Times Square” adını New York Times’ın 1904’te buraya taşınmasıyla almış. Işıltılı ve şık otellerin, restoranların, ofislerin bulunduğu dünyanın en ünlü meydanlarından biri ve 7/24 uyumuyor.
Newyork’a giderseniz öncelikle unutulmaz deneyimler yaşatacak olan bazı müzikal oyunları görmemizi tavsiye ederim.
Mesela: “Sleep No More”, “The Book of Mormon” ve “Harry Potter and the Cursed Child” (at Lyric Theatre) ve nisana kadar devam edecek olan “Hugh Jackman Sutton Foster” (at Winter Garden) gibi..
The Book Of Mormon: Trey Parker, Robert Lopez ve Matt Stone tarafından yaratılan müzikal bir komedidir. İlk olarak 2011’de sahnelenen oyun, İsa Mesih’in Son Zaman Azizler Kilisesi’nin inanç ve uygulamalarının hicivsel bir incelemesidir. Yani dinle ince ince dalgasını geçen komik bir Broadway muzikali.
Sonra Newyork’ta gezilecek önemli müzeleri listeleyeyim:
Ben bir gün içinde iki müze gezme fırsatı buldum. Moma ve Guggenheim Müzeleri gerçekten beni çok mutlu etti. Gelelim detaylara…
MoMA: The Museum Of Modern Art (Modern Sanatlar Müzesi): 1929’da 1929’da Rockefeller ailesinin kadın üyelerinin önderliğinde, Avrupa’ya ait modern sanat eserlerinin bir araya getirilmesi amacıyla kurulmuş olan müzede; Van Gogh, Dali, Picasso, Matisse, Frida, Monet gibi devlerin eserleri sergileniyor. Ny’un en güzel modern sanat müzesi.
Moma çoğu zaman çok yakınında bulunan Metropolitan Museum Of Art ile karıştırılır. Metropolitan Museum Art, genel bir sanat müzesidir. MoMa ise modern sanatlar alanında özelleşmiş bir sergi içerir.
MoMa, dünyanın en önemli sanat müzeleri sıralamasında ilk üçte kendine yer bulabilecek, oldukça meşhur bir müzedir. Gezilecek ve görülecek çok fazla şey var ama zamanınız kısıtlıysa Moma da mutlaka görülmesi gerekenler:
Claude Oscar Monet ‘in 12 metre uzunluğundaki 3 parçalı eseri olan “Bulutların Nilüfer Göleti Üzerine Yansımaları” (Reflections of Clouds on the Water-Lily Pond),
Henri Mattise’nin “Dance” eseri,
Pablo Picasso’nun eseri “Avignon’un Genç Kızları” (Les Demoiselles d’Avignon) ,
Salvador Dali’nin ünlü eseri “Belleğin Azmi (1931) (The Presistence of Memory)”,
Vincent Van Gogh’un meşhur eseri “The Starry Night – Yıldızlı Gece (1889)”.
Piet Mondrian’dan “Broadway Boogie Woogie”,
Paul Signac’ın ünlü eseri “Portrait of M. Felix Feneon”,
Paul Cezenne’nin eseri “The Bather” (Yıkanan),
Andy Warhol’un ünlü eseri “Gold Marilyn Monroe” ve ”Campbel’s Soup Cans”
Frida Kahlo’nun “Kesilmiş Saçlı Otoportre” (Self Portrait With Cropped Hair) eseri
Paul Delvaux’dan “Ayın Evreleri (Phases of the Moon)”
Pablo Picasso – “The Reservoir, Horta de Ebro”,
Umberto Boccioni’nin “Futbol Oyuncusunun Dinamizmi eseri (Dynamism of a Soccer Player)”
Paul Gauguin’in “Portrait of Jacob Meyer de Haan” eseri,
Paul Gauguin’in “The Seed of the Areoi” eseri,
Henri Rousseau’nun “The Sleeping Gypsy “ eseri
Marc Chagall’ın “I and the Village” ve de “Birthday “eserleri,
Claude Monet’in “Water Lilies” eseri.
Metropolitan Müzesi: Kısaca “the Met”, ABD’deki en büyük sanat müzesi ve dünyada en çok ziyaret edilen sanat müzelerinden biri. Müzenin 2 milyondan fazla eser içeren kalıcı koleksiyonu, klasik antik ve eski Mısır’dan gelen eserler, hemen hemen tüm Avrupa ustalarından gelen tablolar, heykeller ve kapsamlı bir Amerikan ve modern sanat koleksiyonundan oluşuyor. Müze, Afrika, Asya, Okyanus, Bizans, Hint ve İslam sanatından oluşan geniş bir koleksiyonu barındırıyor. Burayı Vogue Dergisinin her sene düzenlediği Met Gala’dan da biliyoruz.
Guggenheim Müzesi: Modern sanat müzesi. 1959 yılında açılan yapıda 20. yüzyıl resim ve heykelleri sergileniyor. Dünyanın en büyük Kandinsky koleksiyonu da sergilenen eserler arasında.
Çok işlevsel bir tasarima sahip olan müzeyi gezmek oldukça pratik. Yuvarlak bir mimarisi var. Müzeyi döne döne yukarı doğru çıkarak geziyorsunuz. En tepeye vardığınızda hemen yan taraftaki galeriye geçip oradan aşağıya ine ine sabit koleksiyonun tamamını görmüş oluyorsunuz. Atladığım bir yer oldu mu kaygınız olmuyor.
Guggenheim’de şuan 3 sanatçının sergileri var.
Vasily Kandinsky: Around the circle,
Etel Adnan: Light New’s Measure
Gillian Wearing: Wearing Masks (Etkileyici)
“Benlik ve toplum arasındaki gerilimleri araştıran resim, fotoğraf, video ve heykelleriyle 1963 doğumlu İngiliz sanatçı 30 yıllık kariyeri boyunca kendi portrelerine ve başkalarının tasvirlerine eşit derecede odaklanarak kimlik kavramlarını sorguluyor ve sosyal medyanın yarattığı kültürel dönüşümleri tahmin etmeye çalışıyor.”
Newyork’un dünya çapındaki müzeleri arasında, American Museum of National History ve Whitney Müzesi de sayılabilir.
Newyork’u en tepeden görmek isteyenler için:
Rockafeller Center’da The Top of The Rock, Empire State binasının en üst katı, Summit one Vanderbilt ve Hudson Yards’da yer alan The Edge. Buralara çıkışlar ücretli.
Özellikle 2021 ekim ayında açılmış olan Summit One Vanderbilt’i görmenizi öneririm. Çok güzel bir deneyimdi. 91 ve 92. katlarındaki ayna odaları ile tam bir illüzyon deneyimi yaşatıyor. Bununla beraber harika bir Newyork manzarası sunuyor.
Bilet almadan gidip de yine güzel manzaralar görebileceğiniz bazı Rooftop Barlar:
Peninsula Hotel – Salon De Ning: Newyork’un ünlü 5. Caddesi’nin en güzel ve ihtişamlı otellerinden biri olan The Peninsula Newyork Hotel’in @thepeninsulanyc manzaralı terası
The Skylark: Bir kokteyl içip göz alıcı Newyork manzarasını izleyebileceğiniz bir yer.
The Press Lounge: Çok şık bir mekan ve harika bir manzaraya sahip.
230 Fifth Rooftop Bar: Yılların eskitemediği bir Nyc klasiğidir. Şimdi bir de terasa iglolar eklemişler.
Refinery Rooftop: Refinery Hotel’in terasında yer alıyor. Brunch, öğle, akşam yemekleri ve kokteyl bar olarak hizmet veiyor. Holiday Inn’in 2 arka sokağı.
Mr Purple Rooftop – Yüzme havuzlu terası yazın daha keyifli olabilir.
West Light: Brooklyn’de yer alan geniş teras alanı bulunan bir mekan.
1 Hotel Rooftop – Brooklyn’de 1 Hotel’in terası, rahat bir yer.
The Standart Hotel – Meatpacking
Giriş katındaki restoran: The Grill
Gece Klubü: Le Bain: Perşembe-Pazar arası açık. Cuma ve cumartesi günleri günbatımı kokteyli alabilirsiniz. Diğer günler gece açılıyor.
Bar ve Gece Klüpleri:
– Lavo: Hem İtalyan restoranı hem de gece klubü. Yıllardır var olan, sevdiğimiz bir yer.
– La Esquina: 114 Kenmare St – Gizli kalsın tarzı bir yer. Dışardan bir fast-food mekanı gibi görünüyor, içeri giriyorsunuz hala öyle, sonra bir kapıdan geçip ayrı bir dünyaya açılıyorsunuz.
– Tao Downtown: Hem yemek hem gece klubü, şık ve güzel bir yer.
– Rose Bar: Gramercy Park otelin girişinde kırmızı ağırlıklı hoş bir mekan.
– Blond Bar: 11 Howard Hotel’in içinde aynı adlı sokakta yer alıyor.
– Employees Only – 510 Hudson St
– Acme: Perşembe- Pazar 22’den 04’e kadar. 9 Great Jones St
– Out Put – Brooklyn
– The Box: Locallerin de çok sevdiği in bir mekan.
– Electric room – Dream Hotel Downtown’ın alt katında yer alıyor.
– Phd – Dream Hotel Downtown’ın roof katında yer alıyor.
– Le Bain – Standart Hotel Roof
– Biergarten – Standard Hotel Meatpacking
– Little Rascal – Yemek ve kulüp
Antique Garage
Dante: En iyi barlardan @dantenewyorkcity
Tatlı:
Milk&cream – Dondurma
Max brenner – Çikolata
İsviçre’nin efsane çikolatacısı ‘’Laderach’’ da Lexington Ave’da bir şube açmış.
Magnolia – Banana Pudding
Lady M- Mille Crepes Cake
Kahve:
-Felix Coffee Roastary
-Black Fox Coffee
-Blue Bottle Coffee
Kahvaltı / brunch:
-Essa Bagel: Otelden 4 bloka aşağıda
-Jack’s Wife Freda: West Village, Soho ve Chelsea’de. Kahvaltı, öğle, akşam, kokteyl
-The Dutch: Kahvaltı, öğle, akşam, kokteyl – 131 Sullivan St
-Two Hands – 251 Church St
-The Butcher’s Doughter – 19 Kenmare St @thebutchersdaughter_official
-Sadelle’s: New York’un klasik all-day dining (tüm gün yemek yeme) geleneğine modern bir örnek. Bagel’ları nefis, Harper’s BAZAAR ve Cosmopolitan tarafından önemli bir brunch destinasyonu olarak gösterilmiş ve Sticky buns adını verdikleri yapışkan çörekleri The New York Times tarafından 2015’in En İyi Yemeklerinden biri olarak gösterildi. Restoran; kurucu ortağı Jeff Zalaznick’in büyük büyükannesinin adını taşıyor.
-Sant Ambrous – 265 Lafayette St / WestVillage – Soho
-Egg Shop – 138 N 8th Brooklyn
-Bubby’s – 120 Hudson St
-Balthazar: Newyork’un Fransız klasiği. Hastasıyız. All day dining. 80 Spring St
-Le Bilboquet – 20 E 60 th St (Cumartesi günleri brunch party çok eğlenceli oluyor, cajun chicken çok iyi.)
-Sarabeth’s – Central Park South
-Clinton Street Baking Company
-Buvette
-Black Seed Bagels
-The Greydog
Öğle Yemeği:
– The Plaza Hotel Food Hall: Central Park’ın 5th Avenue ile kesişen girişinin hemen karşısında (Apple Store Fifth Avenue karşısı oluyor aynı zamanda) yer alan The Plaza otelin içinde her türlü yemek seçeneğini bulabileceğiniz kaliteli ve şık bir karma yemek alanı. Şuan kapalı..
-Peter Luger Steakhouse: Dünyanın en iyi steakhouse’larından biri olarak gösteriliyor. Bolca ödüle sahip. Öğlen ve akşam yemeğinde hizmet veriyor.
– La Grenouille: Çok zarif, klasik ve klas bir Fransız restoranı La Grenouille. 60 yıllık bir tarihi geçmişe sahip. Lezzetler şahane, pahalı ve gösterişli çiçek aranjmanlarıyla bezeli ortamı olağanüstü. Kırmızı kadife banketler, cilalı ahşaplar, masalardaki küçük aplikler ile sıcak bir tarz yakalamış. Tabi bir fine-dining restoranı olduğundan fiyatlar yüksek. Yaş ortalaması da öyle.. Öğlen ve akşam yemeği sunuyor.
-Chalsea Market: İçinde pek çok yeme içme noktası ve dükkanlar olan kapalı bir alan..
-The Standart Hotel’in giriş katındaki The Grill
-Catch – Meatpacking
-Cafe Habana: Soho’da bir Küba ve Meksika restroanı. Mısırını yiyin – Spring St
-Kat’z Delicatessen: Efsane sandviçlerinden muhakkak deneyin.
-All’antico Vinaio Nyc: Bir İtalyan efsanesi
-Russ & daughters: Lower East Side Manhattan. Katz’e çok yakın. Kendi üretimi olan bagelları, ekmekleri, kurabiyeleri, babkaları (Polonya ve Ukrayna’daki Yahudi topluluklarından gelen tatlı örgülü bir ekmek) ve diğer geleneksel ürünleri dört nesildir özgünlüğe, geleneğe uygun şekilde yapıyor. Ana yeri Brooklyn’de
-Lombardie’s: Amerika’nın ilk pizzacısı ve çok lezzetli dev pizzaları var – 32 Spring St A
-Burger Joint: Burgerleri çok meşhur her zaman sıra olur, bence normal.
-Joe’s Pizza: Klasik ve sevilen bir pizzacı ama bence Lombardie’s daha iyi.
-Artichoke Basille Pizza
-Boucherie West Village: Çok şık ve lezzetli bir Fransız bistrosu ve steakhouse. Brunch, öğle, akşam yemekleri sunuyor. (Newyork’da 4 farklı yerde şubesi var.) Le Grande Boucherie ve Union Square de..
-Bar Pitti – 268 6th ave – Sadece cash ödeniyor. Penne alla vodka, pasta with white truffle, bruatta ve patlıcan ısmarlayabilirsiniz
-Hillstone Restaurant – Midtown
-Chelsea Market
-Rh Rooftop
-Antique Garage – 41 Mercer St
-Cafe Gitane – Soho -Sushi of Gari
-Sasabune – Sushi
-Omakase – Sushi
-Blue Ribbon – Sushi
-Avra Estiatorio: Yunan restoranı. Balık konusunda çok başarılı.
-Estiatorio Milos: Yunan + balık
-Sasabune – Sushi
-Szechuan Gourmet – Çin
-Cecconi’s – Brooklyn
-Carmine’s italian restaurant
-Motorino pizza – East village
-Five guys
-Chipotle: En sevdiğim Meksika fastfood zinciri
-Shake Shack: Buradaki bir başka bence
-Redfarm: Başarılı bir Chinese – 529 Hudson St.
-Decoy- 529 Hudson St. Ördeği çok güzel olan bir Chinese
-Uncle boons- Thai Restoranı
-L’artusi- Italian
-Little rascal: 17:00 – 12:00 arası açık tatlı ufak bir mekan, Akdeniz mutfağı.
-Dos Caminos
-Clinton St Baking Company
-The Lobster Palace – Chealsea Market @fishguysnyc
– Au Cheval Diner
Akşam Yemeği:
-Buddakan – En iyi Japon restoranı, gerçekten çok lezzetli.
-Le Bilboquet: Şık ve güzel bir Fransız, yemekler çok başarılı.
-Cipriani – Downtown: Bir klasik. Dışarıda bir drink de alabilirsiniz. Bellini favorim.
-Pastis: Harika bir Fransız restoranı.
-L’amico: Başarılı bir İtalyan, brunch, öğle ve akşam yemekleri için gidilir.
-Bowery meat company: Şahane bir steak resoranı. Sadece akşam yemeği servisi veriyor.
9 E 1st St @bowerymeatcompany Open Tuesday-Saturday 5 PM to 10:00 PM
-Macao Trading Company: Çin ve Portekiz etkilerinin görkemli karışımı. Gizemli, maceracı bir Avrasya mutfağı. Sıradışı ve şık bir yer.
Macao Trading Company, ilhamını 1930’ların eski Macao’larının genelevlerinden ve afyon mağaralarından alır… egzotik bir zaman aşımı yeri.
-Beauty and Essex: Çok şık ve klas bir mekan. Pazar brunch’ları da güzel.
-Balthazar: Tüm gün gidebileceğiniz lezzetli bir Fransız
-Mamo Restaurant: Lezzetli bir İtalyan, Amerika’lı celebritylerin uğrak yeri, cumartesi ve pazar günleri brunch ı da oluyor.
-Le cou cou : Şık ve lezzetli bir Fransız @lecoucou_nyc
-Tao downtown
-Gemma: The Bowery Hotell’in giriş katında yer alan Chef Andrea Taormina’nın mutfağını yönettiği iyi bir İtalyan Trattoriası. İtalyan şaraplarıyle eşleşen mevsimlik yemekler…
-Little prince: Soho’da tatlı bir mekan. Brunch, öğle ve akşam yemekleri
-Tartinery
-Phillipe by Philipe Chow: Downtown ve Uptown’da 2 yeri var. Ünlü şef Phillipe Chow’un restoranı
-Barbounia
-Dirty French: 180 Ludlow Street – kahvaltı ve akşam yemeği, güzel bir Fransız
-Barbuto: West Village’da şahane bir İtalyan
-Sugar fish: Sushi
-Friend of a farmer: Brunch ile başlıyor. Happy hour, akşam yemeği, kokteyllerle devam ediyor..
-Carbonne – İtalyan -181 Thompson St /Tribeca
-Bondst – Japon Restoranı ve lounge kısmı çok güzel – 6 Bond St
-While we were young: Brunch, akşam yemeği ve kookily mekanı. Westvillage’da renkli ve dinamik bir yer.
Gezilecek Yerler:
”Statue of Liberty”: Amerika’nın 100. yılı nedeniyle Fransızlar tarafından hediye edilen Özgürlük heykeli hem New York’un hem Amerika’nın simgesi haline gelmiştir. Özgürlük Adası’nda yer alıyor.
Central Park; Manhattan’ın dev gökdelenlerinin dışında, içindeki göletler, geniş yürüyüş parkuru, iki buz pisti, havuzlar, hayvanlar için barınak ve spor yapmaya elverişli yeşillik alanlarıyla New Yorklular için vazgeçilmez bir nefes alma yeridir. Manhattan’ın ciğeri olan bu parkta piknik yapanlarla, müzisyenlerle ve sportif faaliyetler yapanlarla ve de çok sayıda sincapla karşılaşacaksınız. Bu kadar pahalı bir şehirde bu denli büyük bir yeşil alan (tam 340 hektar) ayırmaları ve korumaları gerçekten de takdir edilesi. Darısı başımıza.
Fifth Avenue
Rockefeller Merkezi
Times Square
Chrysler Binası: Mimarların gözdesi, Amerika’nın en bilinen binalarından biri.
Madison Square: Ünlü Flatiron binası ve Metlife Kulesi bu meydanda bulunuyor.
One World Trade Center (Dünya Ticaret Merkezi-1) 11 Eylül 2001’de terörist saldırılar sonucu yıkılan World Trade Center / WTC Memorial (Dünya Ticaret Merkezi) yerine yapılan yeni gökdelen, New York City’nin en yüksek binası oldu. İkiz Kuleler’in yıkılmasının ardından inşaatına başlanan yeni Dünya Ticaret Merkezi, tepesine yerleştirilen radyo-televizyon vericisi işlevi görecek çelik kuleyle birlikte 541 metre yüksekliğe ulaştı. Bina, Amerika Birleşik Devletleri’nin bağımsızlığını ilan ettiği yıla atfen 1776 adım yani 541 metre yükseklikte inşa edildi. Gökdelen sadece Amerika Birleşik Devletleri’nin en uzun binası olmakla kalmayıp dünyanın en uzun üçüncü binası oluyor.
Ellis Adası: Göçmen müzesine ev sahipliği yapan ada, aynı zamanda Amerika’ya göçmen giriş kapısı.
Çin Mahallesi: Kuzey Amerika’nın en büyük Çin mahallelerinden biri. Buradaki Çin restoranlarında mutlaka tadım yapmaka lazım.
SoHo: Güzel restoranlar, tarz cafeler ve sanat galerileriyle etkileyici bir semt. NYC sanat ruhunu burada bulabilirsiniz.
West Village
Little Italy / Nolita
Meatpacking Bölgesi
Chelsea: Sanat Galerileri, Whitney Museum ve Chealsea Market (içinde pek çok yeme içme noktası ve dükkan bulunan kapalı bir çarşı)
Grand Central (Gar)
Washington square
Union square -Meatpacking
Brooklyn Köprüsü: East River üzerinde yer alan iki katlı bir asma Köprü. Bir katı sırf yayalar ve bisikletlilerin karşıdan karşıya geçişi için bir katı araç trafiği için ayrılmış. Manhattan ve Brooklyn’i birbirine bağlıyor. Karşısındaki diğer asma köprü de Manhattan Köprüsü oluyor. Onun görüntüsü de çok güzel.
Brooklyn tarafına geçmişken buranın meşhur Bit Pazarı’nı gezmeyi de unutmayın, Amerika Birleşik Devletleri’ndeki bit pazarları arasında en iyilerden biri ve New York’ta alışveriş yapabileceğiniz en ucuz yerlerden biri. Nisandan kasım sonuna kadar her cumartesi ve pazar günleri, Fort Greene veya Williamsburg’da çeşitli sanat, giyim ve yemek alanlarında tezgah açan satıcıları bulabilirsiniz. Gelmişken Grimaldi’s de pizza yiyin, 1 Hotel Rooftop’ta manzara izleyin, Brooklyn ruhunu yaşatan Dumbo semtinde gezin, gece eğlence için de Output’u öneririm.
Dumbo: Brooklyn tarzını tüm gerçekliğiyle yansıtan sofistike, şık ve tarihi bir semt Dumbo. Popüler mağazaları, barları, su kenarındaki yeşil alanları ve tarihi dokusuyla öne çıkan semtin Brooklyn Köprüsü ve Manhattan silüeti manzarası da ayrı bir güzellik katıyor.
Highline yürüyüş yolu
Byant Park ve buz pisti
The Vessel: İngiliz Tasarımcı Thomas Heatherwick tarafından tasarlanan bina bal peteğini andırıyor. 16 katlı ve 2.500 basamaktan oluşuyor.