İsviçre, Fransa ve Almanya sınırında yer alan Basel Zürih ve Cenevre’den sonra, İsviçre’nin üçüncü en büyük şehri. Çarpıcı Ortaçağ mimarileri, karnaval, festival, etkinlik ve konserleri, birinci sınıf sanat müzeleri ve birbirinden şık restoranlarıyla öne çıkıyor. Çok fazla turistik olmayan sessiz, elegan ve huzur veren bir şehir.
Basel’i gezmek için bir gün yeterli. Basel modern mimari özelliklere sahip olduğu kadar, özellikle Altstadt bölgesinde yoğunlaşmış olan tarihi binalarıyla da ilgi çekiyor. Dar sokakların açıldığı meydanlar, çiçeklerle bezenmiş balkonlar insanı büyülüyor.
Ren Nehri şehri Grossebasel ve Klienbasel olarak ikiye bölüyor. Grossbasel, Basel’in cazibe merkezlerinin çoğunun ve Basel Bahnhof tren istasyonun bulunduğu bölge. Kleinbasel ise bir zamanlar işçi sınıfının yaşadığı bölge.
Almanya ve Fransa’ya yakınlığından Almanca “Basel”, Fransızca “Bale” şeklinde iki telaffuz ediliyor. Basel halkının çoğunluğu Almanca konuşuyor.
Kalınacak bölge: Altstadt Bölgesi
1- Kırmızı cephesiyle dikkat çeken ‘’Rathaus (Belediye Sarayı)’’ 1501’de inşa edilmiş. Bina şuan Basel hükümetinin ve parlamentonun merkezi durumunda. Eski Şehir bölgesinin ortasında yer alan yapı, kırmızı cephesi, muhteşem kulesi ve eğlenceli cephe boyaması ile simge yapılardan biridir. İçine, avlusuna girince duvarlarındaki işlemeler ve heykeller dikkat çekici güzellikte..
Basel’deki büyük depremden sonra dönemin hükûmeti yeni bina yapılmasını istemiş. Şehrin İsviçre Konfederasyonu’na katılmasının ardından binanın ön kısmına Basel armalarının, mazgalların bulunduğu heybetli yeni bir yapı eklenmiş. 17. yüzyılın başında belediye binasının cephesini sanatçı Hans Bocktrompe l’oeil tekniği ile süslemiş.
2- Basel Orta Çağ’da şehir kapılarıyla dolu bir şehirmiş. Bu şehir kapılarından üçü hala duruyor. En güzeli ve en görkemli olanı 1400’den beri ayakta duran ‘’Spalen Kapısı (Diğer adıyla Spalentor)’’ dur. Eski Kent’in batı girişinde bulunan Spalentor kiremitli çatısı ve dış cephesindeki heykellerle, Basel’in geçmiş dönemlerinden kalma oldukça tablo güzelliğinde bir yapı.
Basel Spalenberg Bölgesi: Spalen Kapısı’nın yakınında bulunan Spalenberg, Basel’de gezmek ve alışveriş yapmak için ideal bir yer.. Küçük dükkanları, eski binaları ve arnavut kaldırımlı dar sokakları ile otantik bir görüntüye sahip. Burada Frei Strasse Caddesinde görülen büyük markaların yerini küçük butik dükkanlar ve kafeler alıyor..
3- 12. yüzyılda inşa edilen ‘’Haut-Koenigsbourg Şatosu’’ , zindanları, balo salonları ve kuleleriyle Orta Çağ ruhunu hissettiriyor. Alsas şarap bölgesinin ortasında yer alan şatonun önü açık olduğu için Vosges Dağları, Kara Orman ve Ren Nehri’ni görebiliyorsunuz.
4- Basel’in en görkemli evlerinden biri olan ‘’Haus zum Kirschgarten’’, 1775-1780 yılları arasında klasik tarzda inşa edilmiş. Günümüzde müze olarak kullanılan bu tarihi bina, Basel ipek üreticisinin ev ve ofisiydi. Bina şu anda İsviçre’nin ev hayatını en iyi anlatan müzeler arasında gösteriliyor.
5- ‘’Basel Manastırı (Basel Minster)’’ Basel’in Orta Çağ’dan kalan 60 metrelik iki kuleli kilisesi, şehrin simgelerinden biridir. Pembeli kırmızılı kumtaşı duvarları ve desenli çatısı ilgi çekiyor. 1356’ya kadar dayanan kilisede melek, peygamber, kötülüğü simgeleyen yılanlar gibi birçok tasvirin izini görebilirsiniz. Ön kısmında bir noel pazarı bulunuyor. Aynı meydan da bir de Kültür müzesi bulunuyor.
6- Eski Kent bölgesi ‘’Altstadt’’ı görmeden olmaz. Şehrin cazibesini ve Avrupalı imajını yaşatan yegane yerdir. Her köşe başında küçük tarihi kalıntılar bulunur. Eski Şehir bölgesi Ren Nehri tarafından Grossbasel ve Kleinbasel olmak üzere ikiye bölünmüş. Her iki bölüm de oldukça ökeyifli. Kleinbasel özellikle sabah saatlerinde, gün doğumunu seyretmek ve Ren Nehri’nin keyfini çıkarmak için çok güzel bir noktayken Grossbasel de küçük ve şirin meydanları ve dolambaçlı sokakları ile çok hoştur.
7- Basel’in Venedik’i olarak bilinen ‘’St. Alban Mahallesi’’ geçmişte Basel’in aristokrat kesiminin yaşadığı şirin mi şirin bir mahalledir. Ren Nehri boyunca uzanır ve kestane ağaçlarıyla, eski şehir duvarının ayakta kalan kısmıyla şehrin en huzur veren bölümlerinden biridir. Mahalle günümüzde de Basel’in eski varlıklı ailelerine ev sahipliği yapmaktadır.
8- Ren Nehri üstünde bulunan 5 köprüden biri de 1226’da inşa edilen ‘’Mittlere Brücke’’dir. Günümüzde Basel’in sembolleri arasında yer alan köprü, Konstanz Gölü ile Kuzey Denizi arasındaki en eski Ren geçişlerinden biridir. Orta Çağ dokusunu kaybetmeden 2000’li yıllara gelebilmesi de önemli bir detaydır. Köprü geçmişte yerel trafik için kullanılmış ancak 14. yüzyılda uzun mesafeli ticaret için çok önemli bir nokta haline gelmiştir. Elektrikli tramvayın devreye girmesinin ardından 1905 yılında, eski köprünün yerine gün boyunca tramvayların gelip geçtiği yeni köprü gelmiştir.
9- ‘’Ren Nehri’’: Ren Nehri’ni ve çevresini keşfetmek için nehir üzerinde düzenlenen feribot turlarına katılabilirsiniz. Yazın Ren Nehri’nde yüzebilir, su sporları yapabilirsiniz. Nehir kıyısındaki mekanlardan birine oturarak manzaranın keyfini de çıkarabilirsiniz. Mittlere Brucke Köprüsünden karşıya geçip Ren Nehri’nin kenarında yürüyün. Nehrinden kenarinda oturabileceginiz banklar var.
10- ‘’Noel Pazarları’’
Kasım ve aralık aylarında renkli Noel Pazarları kuruluyor. Barfüsserplatz, Münsterplatz ve Claraplatz bölgelerinde kurulan bu pazarlar hem gezintiye çıkmak için hem de hatıra ve hediyelik eşyalar satın almak için çok güzel yerler.
‘’Barfüsserplatz’’: Dar bir alanda olmasına rağmen en büyük ve en çok rağbet gören Noel pazarıdır.
Dağ evlerinde dekore edilmiş 140 civarındaki tüccar Noel ürünlerinin yanı sıra mevsimlik lezzetleri de satmaktadır.
‘’Münsterplatz’’: Daha geniş bir alana konumlanmış olan ve gezinmenin daha kolay olduğu bu pazarda yaklaşık 40 esnafın dükkanı bulunmaktadır. Ren Nehri ve Gotik Basel Minster’in keyfini de yaşatır. Yukarıda bahsettiğim Basel Münster’in önündeki pazar.
‘’Claraplatz’’: Kleinbasel’de bulunan Claparaplatz, şehirde kurulan en küçük Noel pazarıdır.
11- İyi markaların bulunduğu ve trafiğe kapalı olan ‘’Frei Strasse Caddesi (Free Street)’’ Bankverein’den başlayıp Basel Rathaus Marktplatz’da bitiyor.
Notlar:
💫Basel’de konakladığınızda otelinizin verdiği Basel Card ile şehir içindeki toplu taşıma hizmetlerini bedava kullanıyorsunuz.. (Basel’de gezilecek yerler birbirine çok yakın) Şehirde free wifi ve müzelere girişlerde indirimler de sağlıyor. Tramwaylar tüm şehri kolayca gezmenizi sağlıyor, ücretsiz olması da çok iyi.
💫 Restorantlar genelde öğlen 14:00’a kadar açık, sonra kapanıyor ve akşam yemeği için 18:30’da açılıyorlar.
💫 Suya para vermeseniz de olur, çeşmelerden akan su temiz ve leziz.
💫 Basel Havaalanı’ndan hem Fransa’ya hem de İsviçre’ye çıkış var. Konumu böyle tatlı bir yerde. Biz Basel’den sonra Strazburg’a geçtik. Gelmişken Basel’i de gezelim istedik. İyi ki de bu vesileyle gezme fırsatımız olmuş. Gerçekten çok sevdim Basel’i. Ayrıca tren garı da şehir merkezinde yer alıyor. Otelden çıkıp tramwayla Basel Bahnhof’a rahatça gittik. Oradan da Sncf treni ile 1,5 saatte Strasbourg’a ulaştık.
Restoranlar:
Restaurant Schlüsselzunft – Alakart menüleri, teknoloji ürünleri, ilginç pişirme ve sunum teknikleri,makul fiyatlı yemek servisi ve leziz şarapları olan harika bir restoran.
Chez Donati – Elli yıldır hizmet veren bu restoran, Basel’in en seçkin yerlerinden biri vePiedmont mutfağının en iyi adresi.
Schloss Bottmingen – Su ile çevrili, 14. yüzyıldan kalma bir kale içinde muhteşem bahçe terasına sahip zarif bir restoran.
St Alban Stubli şehrin en meşhur restoranlarından biri..
Müzeler:
Tinguely Müzesi – Tinguely’nin kinetik sanat heykelleriyle ünlü bir sanat müzesi.
Spielseug Welten Müzesi – Oyuncak ayılar, bebek evleri ve dünyadaki en büyük bebek koleksiyonu bu müzede sergileniyor.
• Vitra Tasarım Müzesi – Uluslararası üne sahip olan bir tasarım müzesi.
Kültür Müzesi – Basel’in etnografya müzesi; Güney Amerika, Afrika, Doğu Asya ve Okyanusya sergileri ile etkileyici.
Basel Güzel Sanatlar Müzesi: (Kunstmuseum). Müzede empresyonizm, dışavurumculuk ve gerçekçilik gibi farklı sanat akımlarından eserler var. Müze, bu konuda İsviçre’deki en kapsamlı koleksiyonlardan birine sahip. Van Gogh, Monet, Munch ve Picasso gibi isimleri görebilirsiniz. Ayrıca Andy Warhol’un eserleri ile birlikte diğer sanatçılara ait çağdaş sanat koleksiyonları da var.
Fasnacht (Kış Karnavalı) – 20.000 maskeli ile birlikte büyük bir coşkuyla kutlanan, İsviçre’deki en büyük ve en popüler festival olarak biliniyor.
Otel:
Biz Hyperion Hotel’de konakladık. Otelin hemen önünde tramway durağı bulunuyordu. Otel bize ücretsiz Basel card da sağladığı için ulaşıma hiç para vermedik. Otelin önünden 6 numaralı tramwaya bindiğinizde şehir merkezine BarfüsserPlatz’a, 2 numaralı tramwaya bindiğinizde de direkt tren garına 4-5 durak sonra ulaşabiliyorsunuz. Son derece rahat. Otelin fitness merkezi ve saunası da vardı. Restoranı başarılıydı. Odaları küçüktü sadece ama konforlu bir oteldi.
Tren istasyonu karşısında Victoria Hotel ve Altstaad bölgesine çok yakın konumda bulunan Radisson blu otellerini de öneririm.