Mekanlar

Hacı Abdullah Lokantası Ankara – Bir Tarihe Damga Vuran Lezzet

 

Sultan II.Abdülhamit Han’ın resmi müsaadesi ile açılan, Türkiye’nin ilk tescilli lokantası olan Hacı Abdullah Lokantası’nın asırlık tarihi “Ahilik Teşkilatı’nın” devamıdır. Yani kurulmuş olduğu 1888 yılından bu yana “Ustadan Çırağa” devralınarak gelmiştir.

img_5058

Bir koca asırı çoktan devirmiş olan Hacı Abdullah Lokantası’nın Beyoğlu’ndaki şubesini sanırım bilmeyen yoktur. Dışardan şirin bir esnaf lokantası gibi gözükse de içine girildiğinde bambaşka bir dünyası olan bu milli lokantamız Ankara’da da aynı şekilde lezzeti, sunumu, hizmet kalitesi ve fiyat performansıyla çok başarılı. Dekorasyonu nefis; oldukça şık ve saray mutfağına yakışan bir ihtişama sahip. Ortam tertemiz. Gruplar için de uygun kocaman bir mekana sahip. Çocuk oyun salonu olması da aileler için avantajlı.

 

img_4947img_4977

Türk-Osmanlı Mutfağının en güzel yemekleri, asırlık reçetelere sadık kalınarak yapılıyor. Ustadan çırağa 3. kuşak kurucusu ile hizmete devam eden Hacı Abdullah Lokantası’na ne zaman giderseniz gidin lezzet hiç değişmiyor.

img_4968 img_4967 img_4966 img_4985

 

Çeşit çeşit yemekler arasından gidip görüp seçebiliyorsunuz. Özellikle sulu yemekler ve zeytinyağlılar çok lezzetli. Karışık meyve kompostolarına bayılacaksınız! Et yemekleri efsane. Kuzu Dolması ve Özel Hacı Abdullah Tabağı (Elbasan Tava – Beğendili Kebap – Kuzu patlıcanlı aynı tabakta.) muhakkak denemeniz gerekenler arasında. Hünkar Beğendi, yanında tane tane dökülen pilav, yaprak sarma ve künefe benim favorilerim arasında. Yemeğin yanında gelen ekmekler de, ilave şeker içermeyen tamamen doğal nar suyu da harika. Menü oldukça geniş. Hem göze hem ruha hem de mideye hitab eden bir lokanta burası. Kaliteli yemek yemeyi sevenler muhakkak gelip denemeniz lazım. Osmanlı Saray Mutfağı’na dair, kültürümüzü anlatan, geçmişi dünkü haliyle bugün bize yaşatan bu nefis mekana gastronomi dünyamıza katkılarından dolayı teşekkür ederiz.

img_5060img_5074

Pazar günleri açık büfe brunch da sunuyorlar. İkramla oldukça göz doyurucu ve sadece 30 TL. Bu pazar ben oradayken mekanın dolup taştığına kendi gözlerimle şahit oldum.Açılalı sadece 6 ay olmasına rağmen Ankara da Hacı Abdullah’ı çok sevmişe benziyor. Devlet erkanını da sıkça ağırlayan bir restoran burası. 2 adet vip odası bulunuyor.

Hacı Abdullah İstanbul dan sonra ilk şubesini Ankara da açmıştır. Şuan İstanbul’da Zorlu Avm’nin içinde bir şubesi daha var.

img_5069

Bir asırı deviren bu mekanın hikayesini de lokantada yıllarca çalıştıktan sonra, ustası Hacı Salih’ten üç arkadaşıyla görevi 3. kuşak olarak devralan Abdullah Korun’un ta kendisinde dinleme şansına nail oldum. Kendisi de mekandaydı. Çok mütevazı, kibar, güzel ahlaklı ve bilge bir insan.

Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde “Karaköy Rıhtımı’nda” “Abdullah Efendi” adıyla bir lokanta açılır. Lokantanın işletme ruhsatı bizzat “Sultan II.Abdülhamit Han” tarafından verilir. Ülkeleri adına İstanbul’u ziyaret eden resmi ve özel heyetler, “Abdullah Efendi”de ağırlanır. 1915 yılında ise “Abdullah Efendi Lokantası”, “Karaköy Rıhtımı’ndan” “Beyoğlu’na” taşınır. “İstiklal Caddesi” üzerinde bulunan “Rumeli Han’ın” zemin katında hizmetine devam eder. “Abdullah Efendi” burada da “Usta’dan Çırağa” devredilmiştir.

1940 yılında ise “Abdullah Efendi”, “Rumeli Han’da” 25 yıl yerli yabancı çok sayıda ünlü misafirlerini ağırladıktan sonra yine “Usta Çırak” nöbet değişimiyle, eski adı “Bursa Sokak” ve “Ahududu Sokak”, yeni adıyla “Sadri Alışık” olan, Türk Sineması’nın kalbinin attığı sokağa taşınır ve “Hacı Salih” ismini alır.

“Abdullah Efendi” ve “Hacı Salih” adıyla kalitesinden hiç taviz vermeden Osmanlı-Türk Mutfağı’nın bütün özelliklerini taşıyan lokanta, 1958 yılında şimdiki bulunduğu yerine, “Ağa Camii” yanındaki “Sakızağacı Caddesi’ne” taşınır. Lokantaya adını veren “Hacı Salih”, ilerleyen yaşını gözönünde bulundurarak, O’da 1888′den buyana sürdürülen geleneğe uyar ve yetiştirdiği çıraklarına, yani hizmetin “emekçilerine”, “ustalarına” devreder.

Kalite ve hizmetin gurur veren onurunu, güzelliğini bugüne taşıyan “Hacı Salih” ismi, resmi prosedür gereği değişmek zorunda kalır. 1983 yılında bir tevafuk sonucu yine 1888′li yıllardaki ismine rücu eder ve “Hacı Abdullah” ismini alır.

Abdullah Korun, yemek yapımında malzemenin kalitesinin çok önemli olduğunu ve kendilerinin de buna özen gösterdiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: “İyi malzeme kullanmazsanız, iyi ürün elde edemezsiniz. Sıradan bir lokanta olursunuz. Bütün malzemelerimiz birinci sınıf kalitedir. Kullandığımız et Türkiye’de bir numaradır. Günlük ortalama 250-350 kişiye hizmet veriyoruz. Osmanlı mutfağı dünyada bir numara. Ama biz reklamı iyi yapamadığımız için üçüncü, dördüncü sırada görülüyoruz. Bir Fransız mutfağı hiçbir zaman Osmanlı mutfağıyla kıyaslanamaz, ama onlar dünyaya kendilerini iyi tanıtmış. Onların yemeklerinin sadece görselliği var. Bizimkiler öyle değil. Türkiye’de beş yıldızlı oteller de bizim kültürümüzü tanıtmıyor. Dünyada en zengin mutfağa sahibiz, ama kıymetini bilmiyoruz.” Osmanlı mutfağına, patlıcanın 1760’larda girdiğini dile getiren Korun, “Sadece patlıcandan 283 çeşit yemek yapılırdı. En eski lokanta biz olmamıza rağmen, ancak 70 çeşidini yapabiliyoruz. 200 çeşidi kayıp, ismini dahi bilmiyoruz. Bizi bir gecede cahil yaptılar” dedi.

Osmanlı mutfağına ait beş binin üzerinde yemek bildiklerini ifade eden Korun, şöyle devam etti: “Ancak, Osmanlı mutfağına ait, ismi bilinmeyen ve kaybolan altı binin üzerinde yemek olduğu söyleniyor. Yani, altı bin yemek kayıp. Bütün Avrupa’nın mutfak kültürü bir araya gelse, altı bin yemek olamaz. Biz kültürümüze sahip çıkmıyoruz, gereken özeni, değeri göstermiyoruz. Doğru düzgün bir kitap bile yok. Sahip çıkılmalı. Çünkü bu çok büyük bir kültür, büyük bir medeniyet. Üç kıtaya hakim Osmanlı, bu kıtaların mutfak kültürünü en iyi şekilde derleyip, toparlamış, halkına sunmuştur. Ne yazık ki sahip çıkmadığımız için, birçoğu kayboldu, unutuldu. Her il, ilçe yemeklerine sahip çıkmalı ve bunları kitaplaştırmalı. Ders kitabı olarak okutulmalı.”

Adres: Beştepe mah., Söğütözü Cd. Yenimahalle/Ankara

Telefon: (0312) 215 0606

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir