Seyahat Günlüğü

Phuket Tayland Gezisi – Phuket Adası Nasıl Gezilir?

Bangkok gezisi sonrası bir saatlik uçuş ile Phuket’e geldik. Phuket havaalanı kent merkezi olarak sayılan ve otelimizin de bulunduğu Patong Beach’e 40 km uzaklıkta bulunuyor. Yaklaşık bir saatte merkeze ulaşıyorsunuz. Çok büyük bir ada yüz ölçümü Singapur kadar. Bangkok yazısında Tayland hakkında genel bilgiler vermiştim burada tekrar aynı detaylara değinmeyeceğim fakat Bangkok yazısını okumadıysanız mutlaka önce onu okuyun derim. Tayland Türk vatandaşlarına vize uygulamadığından, Phuket seyahatinizi en az 6 ay geçerli olan pasaportunuzla gerçekleştirebilirsiniz.

Phuket tropikal iklimi sebebiyle, yılın 4 ayını normal, 4 ayını çok sıcak, diğer 4 ayını ise genelde yağmurlu geçirir. Kasım – Nisan arası, hava durumu olarak en makul mevsim olduğundan; hem uçak, hem de otel fiyatları yüksektir. Nisan-Haziran dönemi, sıcaklığın ve nemin yoğun olduğu dönemdir. Haziran-Kasım arası ise yağışlı mevsimdir. Bu yağışlar bütün gün sürmese de, Muson yağmurları olduğundan, bildiğimiz yağmurdan çok daha yoğundur.

Hint  Okyanusu’nda 2004 yılında gerçekleşen deprem sonrasında oluşan tsunami ile yerle bir olan ada kısa bir süre içinde kendini yenileyip dünyanın en ünlü tatil yerleri arasına girmeyi başardı.

Gelir kaynakları turizmdir, lateks, ananas, dondurulmuş balık, kaju ve hurma yağıdır. Aynı zamanda Tayland dünyadaki en büyük kauçuk üreticisidir.

Tropikal iklimiyle Tayland tam bir meyve cenneti. Hatta Asya’nın meyve bahçesi derler Tayland’a. Tarım burada çok iyi, toprağı çok zengin. O yüzden geldiğinizde bol bol meyve yiyin. Özellikle ananasın en lezzetli olduğu ülke burası. Baby ananas denen minik ananaslar da sadece Phuket’te yetişiyor. Mutlaka tadına bakın derim.

Sokaklarda satılan ananas, hindistan cevizi, mango gibi tropik meyvelerle yapılan serinletici smoothie’lerden için. Biz o kadar çok sevdik ki dönerken manavdan biraz meyve alıp yine manavda satılan bir sepete koydurduk ve uçakta kabin bagajı olarak rahatlıkla Türkiye’ye getirdik. Siz de uçağa meyve alabilirsiniz. Sorun olmuyor.

Çok çeşitli ve bizimkilere hiç benzemeyen değişik meyveleri var. Mesela “Durian”; keskin bir küf aromasıyla meşhur inanılmaz kötü koktuğu için kapalı alanlarda tüketmek sıkıntılı hatta bazı kapalı alanlara, toplu taşıma araçlarına durian sokmak yasak. Dışı dikenli, içi kremsi yumuşaklıkta olan bir meyve. Cennet / cehennem meyvesi olarak da biliniyor. Tadı cenneti, kabuğundaki dikenler ve kendine özgü kötü kokusu ise cehennemi tasvir ediyormuş.

“Rambutan”: tüylü kabuğunu elinizle ayırdığınızda altından yumurta şeklinde meyvesi çıkıyor. Tatlı, yapışkan bir meyve. Beyaz etli kısmın hemen altında ise sert bir çekirdek var.

“Pomello”; büyük, yuvarlak, yeşil bir meyve, greyfurta benzer ancak o kadar sulu ve ekşi değildir. Kalın kabuğu bıçakla soyulur ve dilimler elle ayrılır. Etli kısmı pembe yeşil arasıdır. Ferahlatıcı bir tadı var.

Diğer ilginç meyvelerden bazıları: Papaya, Longon, Lychee, Dragon Fruit, Custard Apple, langsat, longan, pomelo, sapodilla..

Tayland’ın güneyinde, Andaman Denizi’nin kıyısında yer alan Phuket ana karaya Sarasin adlı köprü ile bağlı olan tropik bir ada. Her biri birbiriyle bağlantılı on beş büyük plaja sahip. Bu plajlar içinde en ünlüsü ve en kalabalık olanı üç km uzunluğundaki ‘’Patong Plajı’’. Doğal hilal şeklindeki koyu ve geniş kumlu plajıyla Tayland’daki en güzel plajlar arasında yer alıyor. İnanılmaz berrak bir suyu yok çünkü kumlar çok ince olduğundan dalgayla birlikte su kıyıda bulanıklaşıyor. Bulanıklaşmanın sebeplerinden biri de ülke genelinde çok fazla sayıda nehir olması ve bu nehirlerin taşıdıkları alüvyonları denizle buluşturmaları.

Burada her gün su çekilmesi (med cezir) gerçekleşiyor. Med cezirin en önemli sebebi dünyanın dönmesidir. Burası okyanus olduğu için dolayısıyla büyük bir deniz kütlesi olduğu için fizik kuralı olarak kenarlarında gerçekleşen hareketler de çok büyük oluyor. Tabiki ayın da etkisi var.

Phuket’e kısa süreliğine geldiyseniz her yere yakın olması açısından ve gece hayatını seviyorsanız hareketli gece hayatı sebebiyle Patong’da konaklayabilirsiniz. Patong, neon ışıklarıyla ve gürültülü mekanlarla sarmalanmış, 600 metre uzunluğundaki Bangla sokağı (Walking Street) ve gece hayatıyla ünlü. Dünyada 33. sırada yer alan ve çok ünlü dj’lerin geldiği ‘’Illusions Club’’ da Patong’da barlar sokağında yer alıyor.

Kata’da yer alan ‘’Kata Plajı’’ ve ‘’Karon Plajı’’ daha sakin yerlerden hoşlananlar için ideal. Eğer tatil havasında geçsin, beyaz kumlu plajlarda keyif yapayım diyorsanız birinci sınıf otellerle sarmalanmış uzun ve şahane bir plaja sahip olan Karon’da konaklayın. Denize girmek açısından en güzel plaj hangisi derseniz Kata Plajı diyebilirim.

Tabiki bu saydığım üç plajın dışında çok özel ve güzel yerler de var. Mesela en güzelleri: Kata Noi Beach, Bang Tao Beach, Banana Beach, Nai Harn Beach, Yanui Beach, Freedom Beach, Surin Beach, Kamala Beach…

Bazı güzel beach club önerileri: 

Catch Beach Club (Bangtao Beach)

Dream Beach Club (Layan Beach)

Cata Rocks

Cafe Del Mar (Kamala Beach)

Iguana Beach Club

Phuket’te Yapılacaklar:

Ada Turları Olmazsa Olmaz…

‘’Phi Phi Adası Turu’’

Phuket’e geldiğinizde muhakkak yapmanız gereken Phi Phi Adaları Turu ve James Bond Adası Turu ile ilgili tüm detayları size anlatacağım. Bu turlara katıldığınızda tüm günün nasıl geçtiğini görmek isteyenler ‘’Berrak Berroo’’ adlı youtube kanalımdaki videoları izleyebilirler.

Phuket’teki tüm turlarımızı The Key Phuket adlı şirketten ve instagram hesabı @keremphuket  olan Kerem Bey’den aldık. Phuket’te kaliteli ve güzel yerel turlar düzenleyen bir Türk. Buralara yolunuz düşerse mutlaka kendisine ulaşın. Turlarınızı ayarlama konusunda size yardım da edecektir.

Gelelim ilk olarak Phi Phi Adası turunun detaylarına:

Phuket Limanından hızlı katamaran tipi bir tekneye binerek 50 dakikada Phi Phi adalarına vardık. Bu tekneler Phuket’te çok yeniymiş. Tekne içinde çok daha az sarsıntı hissediliyormuş. Phi Phi turunun bir açık okyanus turu olduğunu ve mesafenin uzun olduğunu düşünecek olursak bu yeni katamaranların normal hızlı botlara göre çok daha az sallanıyor oluşu epey avantaj katıyor.

Phi Phi adaları (pipi diye okunur) Phi Phi Don (büyük) ve Phi Phi Lay (küçük) olmak üzere ikiye ayrılır.

Phi phi ismi Malezya dilinden gelen bir kelime ve Perili adalar demektir.

Önce Mai Ton Adası’nda kısacık durarak tekneden inmeden yunuslar izleniyor tabi şansınız varsa görebiliyorsunuz. Maalesef biz göremedik.

Buradan Phi Phi Lay adasındaki Maya Bay’e geçtik.

Leonardo Di Caprio’nun ‘’The Beach’’ filmi burada çekilmiş ve filmden sonra Maya Beach günde üç bin turistin akınına uğramaya başlamış. Tabi bu sefer koyun dengesi şaşmış. Ekolojik denge düzelsin diye iki senedir ziyaretçiye kapatılmış durumda. 2021’de kontrollü bir şekilde tekrar ziyaretçilere açılacağı söyleniyor. Burda fotoğraf molası verdikten sonra hemen bitişiğinde yer alan ve adanın en güzel koyu olan Pilah (piley deniyor) da durduk. Teknede ücretsiz olarak dağıtılan şnorkellerle deniz içindeki renkli balıkları izleyerek yüzdük.

Daha sonra teknemize geri binip Pilah Lagoon’una gittik. Havuz gibi bir suyu var. Ama gündüzleri su sığ olduğundan tekneler içeri giremiyor. Akşamüstü su yükseliyor ve teknelerin girişine elverişli oluyor. O yüzden yakınındaki bir noktadan fotoğrafını çektik.

Sonraki durağımız Viking Mağarası’ydı. 200 yıl önce bu mağaralarda Vikingler yaşıyormuş. Burası aynı zamanda bir kuş yuvası üretim tesisi. Asya’da detoks amaçlı olarak kullanılan bir besin kaynağı. Kuşların ağızlarından çıkardıkları salya ile yapılan kuş yuvaları düzenli olarak toplanıyor. Kilosu yaklaşık 3500 dolara satılıyor.

Mağara sonrası Phi Phi don adasına geçip önce adada yasayan Makak maymunlarınız gördük. Bu maymunlar balıkçıl hayvanlar; çok iyi yüzer, dalar ve balık avlarlar.

Daha sonra karaya yanaştık, yemek molası verildi (Yemek Tura dahil)

Yemek sonrası dönüşte Bamboo Adası’na gittik; incecik beyaz kumları turkuaz denizi olan ve üzerinde tek bir tesis, ev yada otel bulunmayan tabiri caizse ıssız ada modunda şahane bir yer. Biraz yüzdük, biraz dinlendik ve Aniden bastıran yağmurla beraber teknelere kaçıştık. Bunu yaşamak da güzeldi..

Son dural Khai (yumurta) adasıydı; yeme içme dinlenme ve deniz molası verdik.

Tur süresi: Sabah 8:00’da otelimizden alındık ve 18:00’da otelimize geri bırakıldık.

‘’James Bond Adası Turu’’

Phukette James Bond Adası turuna çıkmak tek kelimeyle mükemmel bir deneyimdi. Turumuz boyunca neler yaptık hemen anlatıyorum:

Bu bölge esasen “Phang-Nga” National Park olarak geçiyor. Son buzul çağındaki kırılmayla tamamı kireçtaşından (lime stone) oluşmuş olan adalar toplamıdır. Bölgede irili ufaklı yaklaşık kırk ada ve gelgit ile ortaya çıkan iki yüz kayalık bulunuyor. Çoğu adanın iç bölgesinde rüzgar ve deniz hareketleriyle oluşmuş irili ufaklı lagoon’lar da bulunuyor.

Bölgenin en ilginç özelliği fay hatlarının genelde toprağın altında değil su yüzeyinde olması. O yüzden yıllar boyu çokça kırılma yasanmış.

İlk durağımız bölgenin en büyük adası olan Panak adasıydı. Su çekilmesiyle oluşan Mangroove magarası hem bölgede çokça bulunan Mangroove ağaçlarını (kökleri toprak üzerinde) yakından görmek, hem de yine su çekilmesinden dolayı mutasyon geçirmiş orijinal ismi Mudskipper olan su dışında da nefes alabilen balıkları görmek açısından ilginç bir yer.

Turumuzun ikinci durağı Hong adasi (Thai’ca “oda” demek) bölgenin en büyük 3. adası oluyor. Burada tekneden inip kanolara binerek doğal mağaraların arasında gezdik. İnanılmaz keyifliydi. Mağara duvarlarında file, kaplumbağaya, scoobydoo’ya vs benzer şekiller oluşmuş onları da gördük.

Üçüncü durağımız orijinal adı Koh Tapuu olan (Koh: ada, Tapoo: Çivi demek) James Bond adası oldu. Meşhur serinin ikinci filmi “The Man with the Golden Gun” a ev sahipliği yapmış, filmden dolayı meşhur olmuş bu yüzden ismi James Bond Adası olarak geçiyor.

Adada Khao Ping Kan tepesindeki kırılmayla oluşmuş mağaradan pasif fay hatlarını görmek mümkün.

Dördüncü durağımız öğle yemeğimizi yediğimiz Koh Panyee Köyü oldu. Burası Malezyalı balıkçıların kurduğu bir balıkçı barınağıymış aslında. Bölgede avlanmaya gelen balıkçılar çoğaldıkça büyümüş ve zamanla sekiz yüz nüfuslu bir köy halini almış. İlk gelen balıkçıların barınaklarını kurdukları tepenin üzerine diktikleri bayrak daha sonra bu köye ismini vermiş. Panyee Malezya dilinde bayrak demektir.

Koyun bir diğer özelliği Tayland’ın en meşhur futbol takımına ev sahipliği yapması. Köydeki cami de futbol sahası da yerleşim yerleri de hep suyun üzerine yapılmış vaziyette.

Adalar turunuza eğer vaktiniz varsa muhakkak ‘’Similian Adaları’’ Turunu da ekleyin. Dünyanın sayılı mercan adalarından bir tanesi ve inanılmaz güzel bir gezi. Bizim vaktimiz yoktu yetiştiremedik, çok güzel fotoğraf ve videolarını gördüm. Eğer vaktiniz olursa gidin derim.

Not: James Bond adası ve etrafının suyu kirli gibi görünse de aslında zengin mineraller taşıyan ve cilde çok faydalı olan bir su. Çünkü adaya yirmi yedi adet nehir bağlantısı bulunuyor, bu nehirlerin getirdiği alüvyonlar bu suara karışıyor. Bulanık olma sebebi de bu ama dediğim gibi çok faydalı aslında bu su.

Phuket’te ada turlarından başka neler yapılır?

‘’Phuket Elephant Jungle Sanctuary’’ ve ‘’Tiger Kingdom’’ gibi filler ve kaplanlarla içi içe olacağınız, onlarla fotoğraf çektirebileceğiniz, fillerle safari yapacağınız parklar var. Güneydoğu Asya’nın bu güzel ve kendine has hayvanlarıyla iç içe olmak gerçekten çok keyifli. Mutlaka ziyaret edilmeli.

Önemli Konu: Hayvanlara Eziyet Ediliyor Mu?

Kaplanlar ve filler ile fotoğraf çektirmek hayvanlara eziyet mi?

Ne zaman bir ülkeye gitsem ve o ülkeye özgü hayvanlarla yapılan aktiviteleri paylaşsam tepki alıyorum. Hayvanlara eziyet ediliyor diyorlar. Mesela kutuplarda husky köpeklerine, ren geyiklerine, bu ülkede fil safarisine…

Hayvanları ben de çok seviyorum ve onlara eziyet etmek yapabileceğim son iş bile olmaz. Şöyle anlatayım…

Fillerin derisi çok kalındır bir söz vardır hatta bilirsiniz kalın deriyi anlatmak için söylenen; ‘’Fil derisi’’ diye. Hal böyle olunca üzerlerine konan tahta oturak onları incitmiyor, çok ağır kilolarda oldukları ve kocaman bir beden yapısına sahip oldukları için üzerlerine binen insan yükü onlar için çok hafif kalıyor. Bu yüzden hayvanlara eziyet edildiğini düşünmüyorum ve ben burada filleri o kadar çok sevdim ki gerçekten bir filim olmasını çok istedim.

Tiger Kingdom’da kaplanlara eziyet edildiğini düşünenlere de açıklamam var… Kaplanlar da kedigillerden geliyor ve kedigiller aslında gündüz uyuyan gece beslenen ve uyanık olan bir türdür. Kedi besleyenleriniz varsa bilirsiniz, doğaları gereği gündüzler hafif bir uykulu durumda olurlar. Onların düzenini bozan aslında biziz. Kedigiller gündüz değil akşam beslenir, geceden ziyade gündüz uyurlar. Biz kendi sistemimize uydurarak gece uyutur gündüz mama veririz. Tiger Kingdom’daki kaplanlar daha doğdukları andan itibaren alınmış ve büyütülmeye başlanmış hayvanlar. Doğal rutinlerinde ve olması gerektiği gibi beslenip bakılıyor onlara. Doğdukları andan itibaren insanlarla iç içe ve doğal koşullarında uygun halde yetiştirildikleri için saldırgan değiller. Ayrıca bu tür parklar sadece gündüz saatlerinde açıktır, akşamları ziyarete kapalıdır. Sebebi demin anlattığım gibi hayvanların yarı uyur vaziyette olmasıdır. Görenler uyuşturuldukları için uykulu göründüklerini düşünüyor olabilir ama işin aslı öyle değil. Bir diğer husus da şu; Asya kaplanlarının kulaklarının hemen arkasında beyaz benekler bulunuyor. Diğer hayvanlar bu beyaz benekleri kaplanın gözleri zannettiği için ve önden saldırmayacakları için asla arkadan yaklaşmıyorlar. Bu sebeple kaplanlar içgüdüsel olarak arkalarını kollamak gibi bir durumları yok. Arkadan saldırı beklemiyorlar. O yüzden de ziyaretçiler kaplanların yanına arkadan yaklaştırılıyor. Gördüğünüz gibi aslında kaplanlara da eziyet edilmiyor.

Phuket’te akşamları güzel şovlar gidebilir. Patong Bangla’da renkli gece hayatını deneyimleyebilirsiniz.

‘’Simon Cabaret Show’’: Tayland’ın ünlü  ladyboy şovlarından birisi.

‘’Phuket Fantasea’’: Oldukça büyük bir alana kurulmuş olan tema parkında vakit geçiriyor, oyunlar oynayabiliyor, çeşitli minik şovları izleyebiliyor ve alışveriş yapabiliyorsunuz. Daha sonra açık büfe yemek alanına geçip akşam yemeğinizi yiyorsunuz. Saat 21:00’da şov başlıyor. İçeriye kesinlikle telefon ve kamera sokamıyorsunuz. İnanılmaz güzel bir görsel şölen, hayvanların oyunculuğu da muhteşem. Kelimelerle anlatılmaz mutlaka gitmelisiniz.

Phuket de Bangkok gibi ‘’Roof Top Barları’’ konusunda çok zengin. Gerçekten çok etkileyici yerler var. Bir kaç tanesini önermem gerekirse:

Baba Nest – Sri Panwa Hotel

Heaven Rooftop – Karon Manzara Noktasının hemen alt tarafında

The Kee Sky Lounge – Patong Beach

360 – Phuket Pavillions

‘’Gece klüpleri’’: 

Phuket’in gece hayatı Patong Bangla Caddesinde atıyor. Burada yer alan klüpler gerçekten iyi. Bunlar arasında önerebileceklerim: Illuzion Phuket, White Room Night Club, Sugar Club, Tai Pan Club,  Hollywood Disco, Tiger Disco, Banana Disco…

Phuket Şehir Turunda gezilecek yerler:

Phuket’in en güzel manzarasına sahip izleme noktalarından biri ‘’Karon Manzara Noktası’’: Buradan kuş bakışı baktığınızda ard arda dizilmiş olan Karon plajı, Kata plajı, Kata Noi plajı ve Kağlumbağa Adası’nı görüyorsunuz. Tıpkı bir tablo gibi Phuket’in en güzel plajlarını resmediyor.

‘’Windmill Manzara Noktası’’: Bir tarafında Ya Nui plajı diğer tarafında Naiharn plajı tüm güzellikleriyle tepeden kuş bakışı gözleriniz önüne seriliyor.

‘’Promthep Manzara Noktası’’ : Phuket Adası’nın güney ucunda bulunan bu izleme noktasını da tavsiye ederim. Özellikle gün batımına görmelisiniz.

‘’Khaorang Manzara Noktası’’: Park ettiğimiz yerde bizi maymunlar karşıladı, onları ananas ve fıstıkla besledik. Çok cana yakınlardı doya doya sevdik ve onlarla bu kadar iç içe olarak çok farklı bir deneyim yaşamış olduk. Rang tepesindeki ormanlık alanda beş yüzün üzerinde maymun yaşıyormuş.

İnanılmaz güzel bir Phuket manzarası ve enfes bir gün batımı var. Burada bulunan ‘’Banyan Ağaçları’’ da çok ilginç.

Bir çeşit incir ağacı olan Banyan Ağacı aynı zamanda

Tarzan ın daldan dala uçtuğu ağaç. Budha yokluk döneminde altı senesini bu ağacın altında geçirmiş o yüzden kutsal sayılıyor.

Dallarını elinizle çektiğiniz zaman bir lastik gibi uzuyor.

‘’Big Buddha’’ (Büyük Buda Heykeli): Adanın güney bölgesinin her yerinden görülebilen, en yüksek noktası olan Chalong Tepesi’ne oturtulan; 2.500 yıl önce doğmuş, barışçıl bir dinin kutsal lideri Buddha’nın dev heykeli 45 metre yüksekliğe ve 25 metre genişliğe sahiptir. Tamamen Burma beyaz mermerinden yapılan bu heykel 135 ton ağırlığındadır. Bu görkemli heykeli görmeye gittiğinizde tam karşısında uzanan Chalong Körfezi manzarasını görmek de sizi etkileyecek.

‘’Wat Chalong Tapınağı’’: Phuket tapınakları arasında en çok ziyaretçi alan yer. Tapınağın hemen ilerisinde otoparkın olduğu yerde çok güzel pad thai yapan bir tezgah var. Gitmişken muhakkak yemenizi öneririm. Wat Chalong Phuket’in en görkemli Budist tapınağı. Tapınakta ayrıca 1876 yılındaki isyanı bastırmakta önemli rol oynayan keşişlerin heykelleri bulunuyor. Burada yapılan ilginç ritüellerden biri ise ölmüşlerin ruhları için çatapat patlatmak.

Phuket’te ananas inanılmaz lezzetli bunun sebebi kauçuk ağaçlarının altında yetişiyor olmasıymış. Tayland tam bir kauçuk ülkesiymiş. Tüm bu turu bize yaptıran ve Phuket ile ilgili tüm bilgileri aldığım Kerem Sağyaşar’dan öğrendim bunu. Sadece Phuket’te yetişen baby pineapple dedikleri minik ananas hayatınızda yiyebileceğiniz en lezzetli meyve olabilir. Phuket’ten dönmeden önce İstanbul’a getirmek üzere bolca meyve aldık kendimize. Ne de olsa uçakta taşımak sorun olmuyor, ülkeye kolayca getirebiliyorsunuz.

”Phuket Old Town” (Eski Phuket) renkli binalarıyla ve kendine has havasıyla gezip görülmesi gereken yerler arasında…

En iyi oteller arasında önerilerim:

Amanpuri Pavilions, Phuket

The Naka Phuket, Kamala Beach

Zeavola Resort, Phi Phi Adası, Phuket

Keemala Hotel, Kamala, Phuket.

————-

Movempick Hotel, Karon Beach

Le meridien Hotel Phuket

Best Western Premier Bangtao Beach Resort & Spa

Yeme içme için bazı öneriler:

Patong merkezinde hem sokak yemekleri deneyebilir hem de pek çok restoran bulabilirsiniz. Gece pazarlarında Tay sokak yemeklerini tatmanızı öneririm.

Türk yemeklerine hasret kalırsanız Zula Restaurant’ı öneririm.

İtalyan mutfağı için Da Maurizio, Phuket iyi bir seçim olabilir.

Cafe Del Mar hem beach club olarak hem de yemekleriyle çok güzel bir yer.

Rock Salt – Naiharn

Three Monkeys

Önemli Bir Tüyo:Tayland adaları deyince akla ilk gelenlerden biri Ko Smaui oluyor. Burası çok popüler bir ada ama oradan çok daha güzel denizi, plajı ve eğlencesi olan bir ada var. Üstelik aralarındaki mesafe sadece yirmi dakika. İsmi: Ko Pha Ngan. Aklınızda olsun. Tayland’da başka tropik adalara gitmek gibi bir fikriniz varsa Orayı da inceleyin derim. Bayılacaksınız. Burayı da planlarıma koydum inşallah en kısa zamanda gitmeyi düşünüyorum…

Related Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir