Mekanlar

İzmir’de Neler Oluyor?

 

Processed with Snapseed.

Çok sevdiğim iki mekanın: Alaçatı’nın müthiş kahvaltı mekanı Sakız Reçeli ve Hatay’ın efsane tavuk dönercisi Kebo’nun İzmir şubelerinin açılışları ve Hilton Oteli’nin daveti üzerine haftasonunu güzeller güzeli İzmir’de geçirdim. Daha önce iki kere detaylıca ve pek çok lezzetiyle yazmıştım bu şehri. Şimdi de olan bitenlerle ilgili güncel değerlendirmelerimi yazacağım.

İzmir ziyaretimin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na denk gelmesi elbette şahaneydi. Kordon’daki fener alayı, Konak meydanındaki coşku ve Cumhuriyet meydanları Nilüfer konseri ile kutlamalar şenlendi. İzmir Türk bayrağından bir elbise giymiş gibiydi.

img_3001

Processed with Snapseed.

HİLTON İZMİR

29 Ekim coşkusuna hazırlanan güzel İzmir’i odamdan izlemek harikaydı. Enfes körfez ve Ege Denizi manzarasını izleyebildiğiniz, şehrin merkezinde bulunan, helikopter pistine bile sahip olan havalı bir otel Hilton Izmir. Kahvaltısı zengin ve lezzetli, odaları yenilenmiş, oldukça konforlu, squash kortları var, spası rahatlatıcı, en güzel özelliği de her yere yakın olması… Daha ne olsun ki! Gördüğünüz gibi İzmir ayaklarımın altındaydı.

img_3071

SAKIZREÇELİ

İlk durak Kordon’da Rouge adlı bir mekanın içinde açılan SakızReçeli! Alaçatı’dan tanıdığımız en mutlu kahvaltıların yeri…

Bu sene İstanbul’da katıldıkları kahvaltı festivalini pişileri ve ev yapımı reçelleri ile salladılar. Görünen o ki şimdi de İzmir’i sallayacaklar…

‘’Yemek yemek üstüne ne düşünürsünüz bilmem ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı.’’ demiş sevdiğim şair Cemal Süreya. İşte bana tam da kendisini hatırlatan, bu sözün de aslını yaşatan bir mekan! Renkli ve zevkli sofralarıyla Sakız Reçeli: ’’İyi yemek, iyi müzik, keyifli sohbet, mutlu anlar ve makul fiyatlar’’ sunan yepyeni bir İzmirli. Geriye diyecek bir söz kalmıyor, gidip denemek lazım! Sakızın serpmesi kişi başı 19.50 TL. Sınırsız çay ve Türk kahvesi.

img_3374

Kahvaltı menüsünün çeşitliliği ve kahvaltı isimleri çok orijinal.

Özellikle pancake’i çok sevenler, sizi şuan muhtemelen ekranın içine almış olan ‘Çekici Kadın Kahvaltısı’ tam bir pancake şöleni! özellikle de ev yapımı reçellerle beraber gerçekten nefis. (Kişi başı 20 – 40 TL)

‘Ego Tavan Kahvaltısı’ fırından taptaze çıkmış mis kokulu kruvasanlar ve şampanya içerikli şımartan cinsten bir kahvaltı. (Kişi başı 20 – 40 TL)

‘Kritik Kahvaltısı’ ise erimiş Ayvalık peyniri, bevrek, boyoz, susamlı pişiler, gözlemeler ve spesiyal ‘sakız reçeli atom’ gibi doyulmaz lezzetlerden oluşan tam da İzmir’i yaşatan, buraya özgü bir seçim.

Rouge & Sakızreçeli Alaçatı İzmir noktalarının ilk adımı, darısı İstanbul’un başına diyorum.

 

img_3143 img_3117

KEBO

Her yazımda ve paylaşımımda ‘’Antakya anlatmakla bitmez, yaşanması gerek. Gitmeyen, görmeyen, tatmayan kalmamalı…’’ benim için çok başkadır Antakya mutfağı. İşte onlardan biri olan Antakya’da tanıştığım lezzetli tavuk dönerci Diyet düşmanı Kebo İzmir’e bomba gibi geldi. 29 Ekim coşkusuyla beraber kutlanan bu açılış Kıbrıs Şehitleri Caddesini resmen inletti. Kebo’nun marka yüzü olan Nuri Alço da oradaydı. Açılıştan bir gece önce İzmir’in en iyi gece klubü olan En Velo’da Kebo özel bir eğlence yaptı. Bütün garsonlar, çalışanlar ve vale dahil herkes Kebo kıyafetleri giydi.

Bu lezzet şehrinden bir fastfood markasının çıkması ve koca bir şehrin Kebo’yu Künefe gibi Hatay’ın simgelerinden görmesi en enteresan tarafı.

snapseed

”Diyet Düşmanı” sloganına sahip olan, yiyebileceğiniz en lezzetli tavuk döneri yapan, dönerin içine eşsiz soslarını katan, tümünü bazlama kıvamında çıtır çıtır bir lavaşa saran bu lezzete İzmirlilerin de bayılacağını düşünüyorum.

Kebo’nun tavuk dürümünü ağız tadınıza göre acısından, ekmek oranına sosundan mayonez miktarına göre ayarlayabiliyorsunuz. Acı konusunda dikkat edin yoksa alev alırsınız benden söylemesi. Sağlıklı ve katkısız olsun diye dürüme o efsane lezzeti veren özel soslarını ve Kebo’yu Kebo yapan acı biberlerini kendi tesislerinde tamamen doğal yöntemlerle hazırlıyorlar. Hem sağlıklı, hem yüzde yüz doğal hem de kaliteli yiyorsunuz.

Favori Lezzetler:

Efsaneleşen Kebo Dürüm: Kırmızı renkteki özel Kebo sosu lavaşa yedirilip, patates kızartması, turşu, elde hazırlanmış doğal mayonez, soğanlı zerzevatlar, özel Kebo tavuğu ve en son olarak da Kebo acısı eklenerek yapılıyor.

Green: Diyet düşmanı Kebo’nun, diyet dostu Green adlı dürümü de hafif mi hafif, lezzetli mi lezzetli…

Kebabi: Soğan zerzevatı, özel sos ile, Canı kebap çekenlere. Kebap ama Kebo, yani Kebabi. İçinde tavuk bulnuyor ama kebap lezzeti veriyor.

Atom: Kebo, Green ve Kebabi karışımı bir lezzet patlaması yaratıyor.

Patron: Gözleme kıvamında lavaş ekmeğe özel kebo mayonezi ile kebo tavuğu konarak yapılıyor.

 

img_3295

KARDEŞLER BÜFE

İlgi çekici bir tost ve sandviç yapım şekilleri var, tadı fena değil, güzel ama şovu lezzetinden çok daha güzel. Izgaranın üzerinde cızır cızır pişen yumurta, salam, sucuk, sosis ve pastırma aklınızı başınızdan alıyor. Turşu ve domates sosuyla beraber özel ekmeğinde sunuluyor. 1960’tan beri var olan bir müessese, Kemal Sunal ve Barış Manço da bu büfeden tost yerlermiş. Rahmetle anıyoruz.

img_3298img_3371

Söğüşçü Hüseyin

Adanalılar için ‘’Şırdan’’ neyse İzmirliler için ‘’Söğüş’’ de odur. İzmir’ e özgü, başka yerde olmayan, sakatattan değil de göz dil yanak beyin karmasıyla kuzu kellesinden yapılan dürüm arasında soğan ve maydonoz ile servis edilen ve soğuk yenen söğüş bu şehrin vazgeçilmezi olan bir yiyecek. Daha önce sizlere Cimbom Söğüşçüsünü önermiştim, bu sefer de Hüseyin’i denedim. Güzeldi. Söğüşçü Hüseyin Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde bir sokak arasında bulunun minik ve lezzetli bir mekan. İzmir’in yerlileri de burayı seviyor.

 

img_3341 img_3364

Altınkapı Restaurant

Alsancak’ta kebap, döner ve köfteleriyle oldukça lezzetli bir mekan Altınkapı Restaurant. Özellikle İnegöl Köftesini denemelisiniz. Bayılacaksınız!

img_3163 img_3169 img_3188 img_3176

img_3267-1

Balıkçı Hasan

Benim gibi çok kısa bir seyahat yapacaksanız öncelikle size İzmir Kordon’da balık keyfi yapmanızın şart olduğunu belirteyim. Deniz Restoran en eski ve en bilindik olanlardan, hemen yüz metre ilerisindeki Kordon Körfez Restoran ise en trend ve en sevilenlerden. Benim bu seferki seçimim Kordon’un köklü mekanlarından olan Balıkçı Hasan oldu. Dostum Aylin Köseoğlu’nun davetiyle harika bir akşam geçirdim. Özellikle balık kokoreç, şevketi bostanlı güveç karides ve nefis suyuyla sunulan Levrek Buğulama favorilerim oldu. Ortamı kaliteli, eğlenceli ve keyifliydi.

 

 

 

img_3363

img_3366

Türkiye’de en iyi zeytinlerin yetiştiği Ege Bölgesi, zeytinyağlı yemekleri ve mezeleri ile de ünlü haliyle… İzmir’in mutfak kültüründe rafine bir mutfaktan ziyade Osmanlı, Musevi, Ermeni ve Rum lezzetleriyle harmanlanmış İtalyan ve Fransız etkileriyle tatlanmış komplike bir durum var. Balıkla beraber İzmir mutfağının en önemli tamamlayıcıları elbetteki otlar ve zeytinyağlı yemekler, mezeler… Deniz börülcesi, ıspanak, cibez out, arapsaçı, ısırgan otu gibi çeşitli otlarla yapılan salataları meşhur. Tire köftesi, Midye, Boyoz, Söğüş, Kokoreç, Kumru, Gevrek de pek ünlüdür. İzmir’e giderseniz bu lezzetleri mutlaka denemelisiniz.

Izmir’in en hareketli, aktif dinamik heyecanlı bölgesi kuşkusuz Alsancak’tır. Sayısız kafe ve restoranların olduğu, her daim dolup taşan İstanbul’un Nişantaşı, Etiler veya Bebek’i diyebileceğimiz bu mıntıkada en ünlü pastane Reyhan Pastanesidir. Pastaları gerçekten çok lezzetli olmakla beraber burada kahvaltının da keyfi başkadır. Değerlendirebilirsiniz. Hemen yakınındaki ‘’Yüzde Yüz’’ adlı mekan da daha çok Midpoint’e benzeyen, gençliğin akın ettiği, yemeklerinin de lezzetli olduğu bir konsepttir. Burada da keyifle vakit geçirebilirsiniz. Ben bu sefer Blanc adlı mekanı seçtim. Kaliteli ve hoş bir ambiyansı var. Dostlarınızla buluşmak, biraz soluklanmak için ideal olduğunu söyleyebilirim.

Boyoz yemek isteyenlere önerim yine Alcansak’ta bulunan Dostlar Fırını olabilir. Şunu da eklemek isterim ki Hilton otelinin sabah kahvaltısında verdiği boyuz da çok nefisti.

Geniş caddeleri, huzurlu sokakları, güzel denizi ve çevresindeki popüler ama bakir yazlık tatil mekanları gibi… Ege’nin incisi, gönlümün ikincisi olan (benim için tüm diyarlar İstanbul’dan sonra gelir) İzmir’i sadece Çeşme ve Alaçatı’ya giderken bir geçiş mekanı olarak kullanmamalı. Burayı muhakkak yaşamak gerek.

Related Posts

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir